anksiyete nedir belirtileri ve tedavisi anksiyete nedir belirtileri ve tedavisi

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Türleri ve Tedavisi

Anksiyete ya da bir diğer adıyla kaygı bozukluğu: bazı durumlara yönelik yaşanan yoğun endişeler için kullanılan bir kavramdır. Anksiyete, bireyin kendisini fiziksel veya psikolojik olarak tehlikede hissettiği durumlar, düşünceler veya inançlar olarak açıklanabilir.

Anksiyete Nedir?

Tehlikede hissedilen bu durumlar karşısında bireyin düşünceleri, duyguları ve fizyolojisi yani bedeni ve zihni birtakım tepkiler verebilir. Bu tepkilerin temel amacı bireyin kendisini korumaktır. Ancak kaygının bir koruma aracı olmaktan çıkarak rahatsızlık vermeye başlayan bir noktaya gelmesi: onun neden oluştuğu, düzeyi ve sıklığıyla ilgilidir. Yani bir seviyeye kadar kaygı duymak her insanın gelecekte olabilecek olaylara karşı verdiği doğal bir koruma tepkisiyken, bu durumun aşırılaşması kişinin günlük yaşamını oldukça zorlaştırarak bir sıkıntı haline gelir. Endişeli olmak ve anksiyete bozukluğuna sahip olmanın aynı şey olmadığını unutmamalıyız.

Anksiyetede İki Kavram: Kaygı ve Korku

Kaygı ve korku sıklıkla birbirine karıştırılan iki kavramdır. Korku, yaşadığımız gerçek tehlikeler karşısında hissetiklerimizdir. Kaygı ise henüz yaşamadığımız ancak gelecekte yaşamaktan çekindiğimiz bir duruma dair oluşan duygu, düşünce ve inançlarımızıdır. Elbette kaygı yalnızca düşüncelerimizi veya duygularımızı etkilemez. Davranışlarımız konusunda da bizi yönlendirir. Kaygı duyduğumuz durumdan kaçınmak için yapabileceklerimizi düşünür ve harekete geçeriz. Bu kaçınma durumu ise kaygımızın korunmasını ve büyümesini pekiştirebilir. Yani bir tür kısır döngüye girer.

Anksiyete Türleri

Kaygının insanın günlük hayatının bir parçası olmaktan çıkarak, bireye rahatsızlık veren bir seviyeye geldiği durumlara kaygı bozukluğu denir. Birden fazla kaygı bozukluğu türü vardır. Toplumda en sık görülen türü ise Yaygın Kaygı Bozukluğudur. Kaygı bozukluğu türleri şu şekilde listenebilir:

  • Agorafobi (Güvensiz Alan Kaygısı)
  • Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
  • Seçici Mutizm (Konuşmazlık)
  • Sosyal Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
  • Özgül Fobiler
  • Panik Atak

Anksiyete Belirtileri

Anksiyete (kaygı bozukluğu) olarak bilinen psikolojik rahatsızlığın habercisi olarak düşünebileceğimiz bazı belirtilere, kaygı bozukluğu belirtileri denir. Bu belirtiler kişiden kişiye farklı biçimlerde ve şiddetlerde ortaya çıkabilir. Bir druumun anksiyete belirtisi olarak değerlendirebilmesi için farklı bir rahatsızlık veya bu belirtilerin ortaya çıkmasına yol açabilecek olağanüstü bir durum ile oluşan doğal tepkilerle karıştırılmaması gerekir. İki temel kategoride bu belirtileri listelemek gerekirse:

Fizyolojik Belirtiler

  • Kalp çarpıntısı
  • Hiperventilasyon (Hızlı nefes alış verişi)
  • Uyku sorunları
  • Halsiz ve yorgun hissetmek
  • Ani bir şekilde terlemek
  • Baş, mide ve kas ağrıları
  • Mide bulantısı
  • Sıcak soğuk basmaları
  • Ağız kuruluğu
  • Nefes darlığı
  • Ellerde titreme

Bilişsel ve Davranışsal Belirtiler

  • Gergin ve huzursuz hissetmek
  • Dikkati toplamada güçlük
  • Karamsarlık
  • Uyku sorunları
  • Yaklaşan bir tehlikeye karşı tetikte ve paniklemiş hissetmek
  • Bazı durumları tekrar tekrar düşünmek (ruminasyon)
  • Bir olay, ortam veya kişiden kaçınma davranışı

Anksiyete Tedavisi

Anksiyete tanısı alan kişiler için farklı tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu seçenekler iki temel açıdan ele alınabilir. Birinci seçenek farmakolojik tedavi yani ilaç tedavisi’dir. Bu tedavi anksiyetenin farklı şiddet seviyeleri ve türleri için tercih edilebilir.

İkinci seçenek ise psikoterapi’dir. Farklı psikoterapi yöntemlerine göre uygulamalar değişmekle birlikte, bireylerin davranış, düşünce ve duygularının incelenmesi ortak yaklaşımdır. Yoğun kaygı belirtilerini azaltmaya yönelik olumlu yönde bir farklılık yaratmak amacıyla uygun psikoterapi eğitimi bulunan psikoloji alanından bir uzman ile çalışılması fayda sağlayabilir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi, anksiyete için iyi bir şekilde yapılandırılmıştır. Ayrıca farklı psikoterapi yaklaşımlarına göre daha kısa sürede sonuç vermeye odaklanan ve etki oranı yüksek bir yaklaşımdır.

Bir diğer seçenecek ise bu iki temel yöntemin eş zamanlı olarak bir birini destekleyecek şekilde yürütülmesidir. Yani bireyin ilaç tedavisine eşlik eden bir psikoterapi süreci de mümkündür. İkisinden birisi arasında bir tercih yapmaya gerek olmayabilir. Tedavi edilmeyen anksiyetenin, belirtilerinin zamanla azalması sık rastlanan bir durum değildir. Bu süreç tedavisiz geçerse, bireyin hayatını olumsuz yönde etkileyecek daha yıkıcı sonuçlar oluşturabilir.

Son Söz

Anksiyete, kişinin günlük yaşamını güçlü bir şekilde olumsuz yönde etkileyebilecek türden bir psikolojik durumu ifade eder. Belirsizliğin getirdiği huzursuzluk bir yana, huzursuzlukla kurulan düşünsel ilişki de bir o kadar önemlidir. Belirsizliğin bir ölçüde kabulü ve onunla yaşamayı öğrenmek, hayatın akışında karşılaşılan tehliklere ve belirsizliklere karşı daha iyi yanıt üretebilen bir zihinsel yapıyı da getirecektir.